Pelin Karahan Fan Clup
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Pelin Karahan Fan Clup


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 [b]İsmail Cem Ödülleri Sarp Pelin.... [/b]

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
PaSaKLıTaNRıÇa*

PaSaKLıTaNRıÇa*


Mesaj Sayısı : 349
Kayıt tarihi : 01/02/10

[b]İsmail Cem Ödülleri Sarp Pelin.... [/b] Empty
MesajKonu: [b]İsmail Cem Ödülleri Sarp Pelin.... [/b]   [b]İsmail Cem Ödülleri Sarp Pelin.... [/b] EmptyPtsi Nis. 05, 2010 9:33 pm

Alıntıdır
[b]İsmail Cem Ödülleri Sarp Pelin.... [/b] Da28d43743fb4ed884761d1

İsmail Cem Ödülleri Sarp Pelin....
Saygın bir jürinin ödülü çok önemli
İsmail Cem Ödülleri için En İyi Gençlik Dizisi bölümünde aday gösterilen Kavak Yelleri’nin oyuncuları, Antalya’da olmaktan çok mutlu olacaklarını belirtti. En iyi En İyi Gençlik Dizisi Aktrist Adayları arasında da gösterilen Pelin Karahan ve Sarp Apak ile İzmir’de Kavak Yelleri’nin setinde görüştük. Her iki oyuncu da “Saygın bir jürinin takdirini kazanmak çok önemli” diyor.

- Sarp Apak, Kavak Yelleri’ndeki Güven rolüyle hepimize ‘aslında sevmeyeceğimiz bir karakteri’ sevdirdi. Kahraman olmayan kahraman yarattı. Hırsız, yalancı, dolandırıcı birini nasıl sever hale geldik? Sizin sempatik ve cana yakın oyunculuğunuzun bunda çok önemli rolü var diye düşünüyorum, ne dersiniz?

Sarp: Hayatta hiç kimse nedensiz kötü olmaz diye düşünüyorum. Belki çok aranırsa nedensiz kötülük yapan örnekler de bulunabilir ama benim oynadığım karakter bu değil. Biz Kavak Yelleri’nde özellikle bu sezon içinde bu çocuğun neden bu hale dönüştüğünü anlamaya, anlatmaya çalışıyoruz. Neden bazı insanların mutsuzlukları pahasına para kazanmaya çalıştığını da biraz açıyoruz. Zaten diziyi iyi takip edenler bu zamana kadar Güven’in özünde nasıl bir insan olduğunu anladılar.
Çok klişe bir cümle söyleyeceğim ama Güven özünde kötü bir insan değildir. Bu açıkça ortaya çıktı. Benim için güven rolü oynamanın asıl ilginç yanı da, Güven’in yalnızlık ve hayatta kalma içgüdüsüyle her yolu denemiş olması ve hala yüreğindeki insan yanını canlı tutabilmesi… çok yetenekli bir çocuk, ülkemizde doğru eğitilseydi çok daha iyi yerlerde olabilecek bir sürü gençten biri.
Güven’in dizide Aslı, Deniz ve Mine ile tanışması, o grup içinde güven duymaya başlaması, arkadaşlığı görmesi çok önemli. Bu grupta ilk kez hayatta yalnız olmadığını görüyor ve bir yere ait olmanın ne kadar değerli bir şey olduğunu anlıyor. Yani aile bağları kadar güçlü bir bağ dostluk bağları. Güven’e diğer gençlerin gösterdikleri güven ve yakınlık örnek bir davranıştır. Bunlar çok önemli. Güven’de eksik olan şeyler, güven ve aidiyetti. Grupla ilişkisinde bunları gideriyor ve aslında özündeki temiz insan ortaya çıkmaya başlıyor. Aslında bir yere ait olmayı Güven bir yere bağlanmak olarak görürdü ve bundan hiç hoşlanmazdı. Bir değer gördü ve o değerli insanlara bağlandı. Bunlar insanlık için çok önemli meziyetler.
Tabii benim katkım, benimle ilgili kısmına gelirsek, ben bir profesyonelim ve ideallerim, iddialarım doğrultusunda yaptığım işlere imzamı atmak isterim. Her oyuncunun bir imzası bir tarzı vardır. Her oyuncu işiyle konuşulmak ister… Ben de kendi tarzımda oynuyorum. Herhalde bir bütünlük oluştu hikâye ile oyuncu arasında. Biraz bunlarla alakalı diye düşünüyorum. Ama sizin değerlendirmeniz için de çok teşekkür ederim.
- Bildiğiniz bir dünya mıydı Güven’in dünyası?
Şöyle söyleyeyim… (Aslı söze giriyor: Bilmez olur mu, oyunculuk öncesi geçimini bu dünyadan sağlıyordu… Hala zaman zaman bu işleri yapar… Herkes kahkahayı basıyor…) Ben hani ‘normal aile’ diye tabir edilen bir aile çocuğuyum. Herkesin ailesinde ne oluyorsa, herkesin çevresinde neler dönüyorsa benim ailem ve çevrem de buna uygundu. İnanılmaz bir farklılık yok yani hayatımda ve yetişmemde. Benim hiç adliyeyle, suçla bir işim olmadı ama mahalleden böyle arkadaşlarım oldu. Her mahallede zaten herkesin bu tür arkadaşları bir dönem olur. Mahalle kültürü almış bir insansanız bilirsiniz, bazı arkadaşlar kötü yollara saparlar, yollar ayrılır, siz gözlemlersiniz. Ben de mahalle kültürü aldım. O çocuklardan gözlemlediklerimi yer yer bu dizide kullandığımı fark ettim. Mesela onların soğukkanlılığı önemlidir. Adli bir suç işliyorsanız herhalde diğer insanlara göre çok daha soğukkanlı oluyorsunuz. Ben oyundaki bu soğukkanlılığı onlardan öğrendim herhalde… Ama gözlem yetmez. Gözlemin yanında her türlü duyduklarım, okuduklarım, izlediklerim de önemli. Bunların hepsinden yola çıkarak rol yapıyorum. Aslında kısaca söylemek gerekirse, çok bildiğim bir dünya değil, sadece profesyonelce oynadığım bir dünya. Ama profesyonelleşirken gözlemin önemini vurguluyorum.
- Her ikinize sorulmuş bir soru. İzmir’de yaşamak nasıl? Kavak Yelleri bu sezon tümden İzmir’de, özellikle Pelin Karahan siz başından beri dizidesiniz ve çok uzun süredir buralarda yaşadınız…
Pelin: Evet, ben başından beri dizide ve başından beri buralardayım. Haklısınız… Ben Ankaralıyım, Eskişehir’de okudum, İstanbul’da çalışıyordum ki, bir baktım İzmir’de artık Kavak Yelleri’ndeyim. Burada olmanın tek zor yanı evinizin ve ailenizin uzakta olması. Bilirsiniz evden uzakta olmanın ne demek olduğunu. Ama İzmir çekimlerin yapılabileceği en güzel yerlerden biri. İlle İstanbul’la kıyaslarsak, ki her yer İstanbul ile kıyaslanır ya, burada İzmir’de de sahilimiz var, denizimiz var, çok hareketli, havası, insanları çok sıcak bir şehir. Bence İzmir sosyal olarak yoğun bir şehir. Sadece evi özlüyorum biraz. Bu kadar bir zorluk yani…
Sarp: İş çıkışı ve boş zamanlarımızda burada da gidebileceğimiz mekânlar var. Cafe’ler, lokantalar, bir canlılık var burada. Bence de İstanbul’a en çok benzeyen şehir. Ama ben bu diziye sonradan dahil oldum ve tamamı dizinin burada geçti. Arkadaşlar tabii İstanbul’da da bu dizide çalıştılar.
- Pelin Hanım, daha çok gençsiniz, sizi Kavak Yelleri’nde tanıdık ve dizinin klasikleşmesinde, rolünüzün, oyunculuğunuzun çok büyük katkısı var. Adeta bu diziyle özdeşleştiniz, diziyle büyüyorsunuz. Rolünüzle bütünleşmenizi nasıl değerlendirebiliriz?
Pelin: Bu benim ilk işim. Evet, reklamlarda oynadım ben ve bu benim ilk büyük işim. İlk ve çok uzun soluklu bir iş bu. Neredeyse üçüncü yıl bitti, dördüncü seneye gireceğiz. Belirttiğiniz gibi çok gençtim ve deneyimim de yoktu. İşe başlarken hiç böyle bir işe adım attığımı bilmiyordum. Daha doğrusu nasıl bir yola çıktığımızı, nasıl bir iş yaptığımızı bile tam bilmiyordum. Projeye başlarken dizinin tutup tutmayacağını, ne kadar uzun süreceğini bilemezsiniz ki. Ama dizi gösterilmeye başlandıktan sonra bir baktık ki, dizi çok tuttu. Mutlulukla devam ettik. Çok mutluluk verici bir şey bu. Kendimi geliştirmem için böylesi büyük bir işle olaya başlamam çok güzel tabii. Ne kadar zor bir şeyi başarırsanız o kadar hızlı gelişirsiniz.
İlk başladığımda pek fark etmemiştim ama şimdi görüyorum ki, genç bir insan olarak başlayabileceğim en iyi yerden başlamışım ve en çok beni geliştiren, benim en verimli olduğum bir rolü oynuyorum.
- Evet, Tıp Fakültesi’nde okuyan özverili, akıllı, iyi kalpli bir öğrencisiniz… gençlere çok güzel örnek oluyorsunuz… Ama bazen de gençleri korkutuyorsunuz… Bir keresinde az kalsın ölüyordunuz, 12 yaşındaki yeğenim 2 saat ağladı… Sanki gençlerin gerçek arkadaşı gibisiniz…
Dizide Tıp Fakültesi son sınıftayım. Evet evet, biz uzun süredir diziyi takip eden gençlerle sanki arkadaş olduk. Bir şey söyleyeyim mi, Aslı benden daha meşhur… Beni sokakta durduruyorlar, ‘Aslı nasılsın’ diyorlar, gerçek bana ilişkin değil de dizideki ‘Aslı’ya ilişki sorular soruyorlar. Bundan çok memnun oluyorum. Demek ki, işimi iyi yapmışım ve izleyicilere Aslı karakterini ulaştırabilmişim. Herkes Aslı’ı seviyor, merak ediyor ve arkadaşı olarak görüyor. Ama bu kadar iyi kalpli ve düzgün birinin herkes tarafından sevilmesi çok hoş…
- Konu sokaktan açılmışken, her ikiniz de oldukça meşhursunuz ama her ikinizin yaşam biçimi, tıpkı dizideki diğer arkadaşlarınız gibi alçak gönüllülük üzerine kurulu. Alçakgönüllü, dürüst insanlar sizi ‘bizden biri’ olarak görüyor. Şöhret başınızı döndürmedi, dengenizi kaybetmediniz, bunun sırrı ne?
Pelin: Çok teşekkür ederiz. Bence bunun sırrı biraz yetiştirilme tarzınızla ilgili. Ailedeki ve okuldaki eğitiminiz önemli. Kendi kendinizi yetiştirmenizle ilgili… Ailelerimiz bizi birer şöhret olmamız için ya da şöhretmişiz gibi yetiştirmedi. Biz ne oldum delisi olmadık hiçbir zaman. Bence bizim ne oldum delisi olmamamızın en önemli nedeni aldığımız aile eğitimi. Bunu ekipteki herkes için söylüyorum…
Şunu da belirtmek lazım, artık piyasada şöhretten başı dönmüş, ne oldum delisi olmuş çok insan yok. Profesyonellik bunu gerektiriyor, hiç kimse yeri doldurulamaz değil. İşinize tutunmanız lazım, nerde olduğunuzu ve kim olduğunuzu bilmeniz lazım. Sonuçta biz çalışıyoruz ve bir iş üretiyoruz. Belli bir eğitim düzeyimiz var, işimizin bilincindeyiz. Çok şükür hiç birimizin başını şöhret döndürmüyor. İşimizle, yaptığımız işin kalitesiyle anılmak isteriz hep. Bir de şımarmamak lazım. Bu işte çok parlamış olabilirsiniz ama başka bir işi aynı parlaklıkla yapamazsınız. Kim ne derse desin işinize yoğunlaşmanız gerekir. Anın kıymetini bilmek ve dengeyi kaybetmemek lazım.
Sarp: Aslı’nın da dediği gibi :)insanının kendini yetiştirmesiyle ilgili bir şey bu, yaptığınız işin bilincine varma ile ilgili… Örneğin itfaiyeci, mühendis, doktor da olabilirdim. Sonuçta bir iş yapacaktım ve karşılığında para kazanacaktım. Yaptıklarıma bir iş olarak bakıyorum ve set bittikten sonra ‘gayet normal’ bir insanım.
Bence insanlar bizi fazla abartıyor. (Pelin: Evet insanlar bizi çok abartıyor… ) Bizden kafalarındaki ‘şöhret davranışı’ bekleyenlere, biz değişemeyiz, siz de değişmeyin diyoruz. Ben değişemiyorum, insanlar da değişmesin. Şöhretle tanışmak, şöhret arkadaşı olsun istiyor insanlar. Alçak gönüllü şöhret istenmiyor. Çok uzaktan bir tanıdığınız bile sizin çok büyük şöhret gibi davranmanızı istiyor ki, o da şöhret birinin yakını hissetsin kendini. Sağlam arkadaşlardan, yakın çevreden bahsetmiyorum. Dışarıdaki insanlardan bahsediyorum. İnsanların şöhretlere ihtiyacı var. Şöhret deyince de olumsuz yanları öne çıkmalı diye bir genel düşünce var. Maalesef çok üzücü… Yine hocalarımızdan öğrendiğimiz klasik bir söz var: Önce insan olmak, iyi insan olmak lazım. İyi insan olursanız gerisi gelir zaten. Mesela Örneğin Pelin çok genç ama ciddi bir star olma potansiyeli var… (Pelin: Ah Sarp, çok teşekkür ederim… Gülüyor…)
- Sarp siz ama ekibin biraz abisi gibisiniz… Çeşitli dizi ve filmlerde oynadınız, daha deneyimlisiniz…
Sarp: Ben tabii diğerleri için bilemem ama Pelin’in abisi sayılırım… (Gülüşmeler) Şaka bir yana şöyle söyleyeyim: Evet, deneyimli sayılabilirim ama ne zaman yeni bir projeye başlasam ilk kez oynuyormuşum gibi olurum. Yaptığım her işte ilk kez kamera karşısına geçiyormuşum gibi hissederim. Benim Avrupa Yakası gibi bir tecrübem var. Sinema filmleri tecrübem var ama ne olursa olsun yeni bir işe sıfırdan başlıyorsunuz. En önemli avantaj nedir biliyor musunuz? Huzurlu bir ortamda çalışmak…
- Pelin size yeni teklifleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Neler yapıyorsunuz Kavak Yelleri dışında?
Pelin:Dizi devam ederken şu tempoda başka bir şey yapmak, başka bir dizi çekmek bizim için çok zor. Sinema teklifleri geliyor. Ciddi bir şey geldiğinde tabiî ki değerlendiriyorum. Ama ya zaman olarak ya da başka nedenlerle bunları da hayata geçiremedik. Ama reklam filmlerinde oynuyorum. Ama şu tempoda zaten her şey yeterince zor…
- Peki sizler de televizyon izliyor musunuz? Dizi izleyicisi misiniz?
Pelin: Gayet tabii işimiz gereği izlemek zorundayız. İzliyoruz da. Ama tabii bu çoğu kez profesyonel merak gereği oluyor. Nasıl çekmişler, neden böyle yapmışlar, ben olsam nasıl yapardım gibi sorularla izliyoruz. Genel olarak hepsine şöyle bir bakıyorum. Kim neyi nasıl yapmış, bunlara bakmak lazım elbette. Teknik olarak işi öğrenince, ne yaptıklarını anlamaya çalışıyorsunuz.
Sarp: Tabii izlemek zorundayız. Bakıyoruz dizilere. Mesela ben son zamanlarda Ezel ve Hanımın Çiftliği’ni izliyorum. Dizileri iş olarak takip ediyorum ve beğenirsem de iş olarak beğeniyorum.

ÇERÇEVE
Antalya’da olmak isteriz
İsmail cem Televizyon Ödülleri töreni için neler söyleyebilirsiniz. Kavak Yelleri Gençlik dalında ön elemeyi geçti ve aday oldu. Umarız Antalya’da olursunuz…
Sarp: Televizyon dünyası, tek ölçüsü rating olan bir dünya. Rating de biraz hastalıklı bir ölçü aslında. Ne kadar sanat, ne kadar ticaret yapıyorsunuz aslında pek belli değil. Çok iç içe geçmiş durumda. Yaptığımız işin sanat yanıyla ilgili kafamız biraz karışıyor. Ödül bize biraz daha yol gösterici gibi olabilir. Ödül almışsanız siz, bu sezondaki performansınızın boşa gitmediğini görüyorsunuz.
Televizyona artık ‘aptal kutusu’ diye bakamazsınız. Çünkü hepimizin hayatının ortasında. Öyleyse, televizyonsuz yaşayamıyorsak, bunun kalitesini yükseltelim ki, daha iyi bir dünyada yaşayalım. İnsanlar televizyon oyuncularını, onların kendilerini önemsediklerinden daha fazla önemsiyorlar. Televizyon çok etkili bir araç. Bence televizyonu küçümsemeyelim, kalitesini artıralım ki, televizyon aracılığı ile belki toplumun kalitesi de artar. İsmail cem Ödülleri bu kalitenin yükselmesine hizmet edecektir. Kesinlikle kaliteye hizmet eden her şey desteklenmeli. Umarım orda oluruz. Umarız ödül alırız.

Pelin: Dizi çok büyük emek isteyen bir iş. Bu emeğin sembolikte olsa birileri tarafından ödüllendirilmesi çok hoş bir şey. Hele hele tarafsız, saygın bir jüri tarafından ödüllendirilmek çok prestijli. İlk kez düzenlenecek İsmail Cem Ödülü’nün saygın bir gelenek oluşturmasını diliyorum. Zor bir iş yapıyoruz. Herkes ben şunu olmak istiyorum deyince o olamıyor. Herkes bir sınavdan geçiyor. Umarız geceye katılırız. Orda olmak isteriz elbette.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
PeLiNcİ*

PeLiNcİ*


Mesaj Sayısı : 53
Kayıt tarihi : 17/07/10

[b]İsmail Cem Ödülleri Sarp Pelin.... [/b] Empty
MesajKonu: Geri: [b]İsmail Cem Ödülleri Sarp Pelin.... [/b]   [b]İsmail Cem Ödülleri Sarp Pelin.... [/b] EmptyC.tesi Tem. 17, 2010 11:08 am

Vay eb ne röpörtaj ama ben pelinim sözlerini yerimm Very Happy Very Happy


Sağol
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
[b]İsmail Cem Ödülleri Sarp Pelin.... [/b]
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Pelin Karahan Fan Clup :: PELİN KARAHAN :: Pelin Karahan Hakkında :: Pelin Karahan Röportajları-
Buraya geçin: